Anasayfa » » Çeçen Emir Ebu Abdurrahman Şehid Oldu

Çeçen Emir Ebu Abdurrahman Şehid Oldu

Yazar : Kavkaz Online Tarihi : 11 Nisan 2013 Perşembe | 16:01

Hamd, alemlerin rabbi olan Allah'a; salat ve selam O (c.c.)'nun resulü Muhammed (s.a.s.)'e, ailesine ve ashabına olsun! Allah kime hidayet verirse onu saptıracak yoktur. Kimi de saptırırsa onu doğru yola iletecek yoktur.
 
Şehadet ederim ki Allah'tan başka ibadet edilecek ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki Muhammed(s.a.s.)', O'nun kulu ve nebisidir.
 
Ve bundan sonra:
 
Es-selamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü.
 
Kafkasya Cemaati'nin unsurlarından birinin emiri olan Ebu Abdurrahman, Çeçenya'dan bir kardeşimizdi. O'nun ahlakı, diğer kardeşlerden oldukça farklıydı. Bu kardeşimiz, oldukça mütevazi bir karaktere sahipti. Kendisiyle ilk karşılaştığım zaman, konuşmasında ve davranışlarında sıradan mücahidlerle aynı şekilde olduğunu gördüm. O'nun bir emir olduğunu asla tahmin edemezdim. Kardeşler arasında öylesine mütevaziydi ki ne zaman kardeşlerini ziyaretten gelse, içeriye ilk giren olmada tereddüt ederdi.
 
Kardeşlere her zaman tebessüm ederdi. O'na bakarken hep şu ayeti hatırlardım:
 
"... müminlere karşı mütevazidirler."
(Kur'an, Sure 5. "Maide", ayet 54)
 
Derin tevazu ve yumuşaklığı, O'nu kardeşler arasında fark ettiriyordu. Hiç zamanı olmasa dahi asla yardım talebini geri çevirmezdi. Hatırlıyorum; bir keresinde bir yere gitmem gerekti ve arabamız da o esnada orada değildi. O, bana döndü ve sordu: "Benimle gelir misin?" Ben de 2 saatlik bir işim olduğunu söyledim fakat O yine yardım etme fırsatını kaçırmadı ve şöyle dedi: "Tamam, geri gelir ve seni alırım."
 
"...ve kafirlere karşı şiddetlidirler..."
(Kur'an, Sure 5. "Maide", ayet 54)
 
Tüm Allah düşmanlarına karşı çok sertti. Bir keresinde Mücahidler, 2 kafiri esir almışlardı. Onlardan birinin telefonunda, metresinin Mücahidlere küfrettiği bir SMS vardı. Bunun üzerine Ebu Abdurrahman, hiç tereddüt etmeden ona vurdu ve elini yaraladı.

Savaş meydanlarında hep en öndeydi. Bir kardeş yaralanmıştı ve hareket edemiyordu. Ebu Abdurrahman, yoğun makineli tüfek ateşi altında olmasına rağmen hemen yaralı kardeşin yanına koştu ve onu sırtlayıp güvenli bir yere kadar taşıdı.
 
O asla diğer kardeşlerden farklı bir konumda olmadı. Her bir kardeşin ihtiyacını kendi sorunu gibi görürdü. Onunla karşılaşan herkes, hakkında iyi şeyler konuşurdu. Kendisinin son operasyonunun olduğu gün boynundan ve gövdesinden yaralandı. Bu yaralarına rağmen kafirlere doğru yürümeye devam etti.
 
Daha sonra güvenli bir yere taşındığında ise 2 saat boyunca sürekli şu ayetleri okudu:
 
"Allah yolunda öldürülenleri ölü saymayın, bilakis Rableri katında diridirler. Allah'ın bol nimetinden onlara verdiği şeylerle sevinç içinde rızıklanırlar, arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere, kendilerine korku olmadığını ve kendilerinin üzülmeyeceklerini müjde etmek isterler.
 
Onlar, Allah'tan gelen nimet ve keremin; Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler. Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve takva sahibi olanlar için pek büyük bir mükâfat vardır".
(Kur'an, Sure 2. "Al-i İmran", ayetler 169-172)
 
Ve Allah, verdiği canı geri aldı.
 
Diğer kardeşlerle birlikte Ebu Abdurrahman da Rabbiyle buluşmaya gitti. Bunlar, soy kardeşlerinden ziyade dinde ve mübarek Cihadda kardeştiler. Bu kirli dünyadaki hiçbir yerde böylesi bir kardeşlik bulamazsınız.
 
Ey Allah'ım! Ben bu kardeş için şahidim!
 
Allah senin şehadetini kabul etsin, sevgili kardeşim Ebu Abdurrahman...







Kaynak: Kavkaz Center

0 yorum:

Yorum Gönder

Destekleyen : Kavkazcenter | Kavkazonline | KavkazJihad
Copyright © 2013. Kavkaz Online - Tüm Haklari Saklidir.