İşgalci Rusya devlet başkanı Vladimir Putin "son Rusa kadar" Kafkasya Emirliği topraklarının işgal altında tutulmasını emretti.KGB ana akım medyasında yer alan haberlere göre, Putin 10 Kasım tarihinde, Kuzey Kafkasya'daki durumun "zor" olduğunu ve "içişleri bakanlığı" tarafından sürekli dikkat altında olması gerektiğini itiraf etti.
Putin "polis günü" etkinliklerindeki kokteylde bunları ifade etti: "Kuzey Kafkasya'daki durum sizin sürekli ilgi alanınız altında olmalıdır. Bölgedeki istikrar kolay sağlanmıyor. Bize çok pahalıya mal oluyor. Ama bizim başka bir yolumuz yok."
Putin, sözde Rusya'nın Polis Gününe adanan votka içme günü sırasında "siz, sürekli dikkatinizi Kuzey Kafkasya'daki duruma yöneltmelisiz. Bu bölgede istikrarı yeniden tesis etmek kolay değildir... Bunun için büyük bir bedel ödüyoruz, ancak başka bir seçim şansımız yok" dedi.
Daha önce de Kremlin'in katil şefi Putin, Kafkasya'nın "yabancı etkisinden" korunmasını emretmişti. Bu koruma için Putin 1,3 milyar dolar bir harcama yapmayı planlıyor.
Pazar günü Rus "savunma bakanlığı" çetesi elebaşı Rivlin'in (yani Şoygu) KGB Rusya'nın ana düşmanının Kafkasya Emirliği olduğunu kabul ettiğini hatırlayalım:
"Baş düşman ile başlayalım: bugün için bu uluslararası terörizmdir. Belki de bayat ve banal ifade olacak ama gerçekten Suriye'de kim savaşıyor? Mali'de kim? Libya'da kim? " Şoygu, okları cihadın yabancı cephelerine döndererek siyaseten doğru bir ifade kullandı.
Rus propagandasının resmettiği durumun Kuzey Kafkasya'daki durumdan çok uzak olması Rusya'nın aslında BM aracılığıyla Kafkasya Emirliği'ne "ateşkes teklif etmesi" gerçeğini ortaya koyuyor.
AP'ye göre BM Genel Kurulu geçen hafta Putin'in Soçi'de "Kış Olimpiyatları 2014" (23.2.2014) ve "Paralimpik Oyunları"(16.3.2014) süresince savaşan tarafları ateşkes için çağıran bir teklifi kabul etti.
AP ajansı bu teklifin sponsorunun Moskova olduğuna dikkat çekti.
Kuzey Kafkasya'daki gerilla savaşından başka hiç bir yerde Soçi Olimpiyatlarını tehdit eden askeri bir harekatın olmaması dikkate alınarak ve Emir Dokku Ebu Osman'ın mücahidleri "Müslümanların kemikleri üzerinde eğlence"ye izin vermemeye çağırdığı göz önünde bulundurularak bu karar, Rusya'nın BM aracılığıyla Kafkasya Emirliği'ne ateşkes kurmak çağrısı gibi algılanabilir.
Bu arada, Putin'in Kuzey Kafkasya'yı ne pahasına olursa olsun elde tutma yolundaki çağrısı tam anlamıyla deliliktir. Ve iş sadece Kafkasyalıların Rus toplumu ile zihinsel uyumlu olmaması ve Rus alt sınıflarının bir çatı altında birlikte yaşamak istememelerinde değildir, aynı zamanda Moskova'nın Kafkas Müslümanlarına kukla "elitleri" beslemek dışında sunacak bir şeyi olmamasındadır.
Aslında gerçek parçalanma tehdidi ile karşı karşıya olan Rusya'nın Kafkasya'da ki bitmeyen savaşı sürdürmeye daha az gücünün kalması ve daha az hazır olmasıdır.
Rus milliyetçiliğinin ideologlarından biri, "Milliyetçilik Sorunları" ana akmım dergisinin bilim editörü Sergei Sergeyev Rusya'nın çöküşünün kaçınılmaz olduğuna inanıyor, o bu konuda şunu söylüyor:
- "... Kuzey Kafkasya hakkında konuşacak olursak, bu mevcut hükümetin sadece barışla değil, aynı zamanda güç ya da iktidar aygıtları yoluyla da durumu normalleştirmesi mümkün değildir. Bir Kafkasya savaşı daha yürütmeye mevcut ordunun gücünün yetmesi pek mümkün değildir. Bu nedenle, Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinin elitini sürekli beslemekten başka mevcut hükümetin hiçbir seçimi yoktur.
Kafkasya'da mevcut yönetim sisteminde para nüfusun çoğunluğuna ulaşmıyor. Böylece, cumhuriyetlerde sosyal gerilimlerin hafifletilmesi sorunu çözülmüş değildir. Kremlin Kafkasya'da gücün mevcut yapısını ortadan kaldıramaz, çünkü ona dayanıyor. Kısır döngü oluşuyor ve para boşu boşuna harcanıyor.
...Milliyetçi için ülkenin bütünlüğü - mutlak değer değildir. Bu nedenle, Rusya'da etnik toprak birliğini kurtarmak için tek yol Rus halkının çıkarlarının zararına ulusal elitin sistematik suç ortaklığı ise, o halde bu etnik işbirliğini terk etmenin daha iyi olduğuna inanıyorum ... ".
Kaynak: Kavkaz Center
0 yorum:
Yorum Gönder