Anasayfa » » Boston'daki Bombalamayı Çeçen Kukla Lider Kadırov Planlamış Olabilirmi? Neden Olmasın...

Boston'daki Bombalamayı Çeçen Kukla Lider Kadırov Planlamış Olabilirmi? Neden Olmasın...

Yazar : Kavkaz Online Tarihi : 24 Nisan 2013 Çarşamba | 20:16

Bu gözlemimiz şu başlıklardan geliyor:

- Amerikan hükümetinin Boston bombalamasının kendisiyle bir ilişkisi yok varsayımı. Çoğu Amerikalı Boston maratonu saldırısını Obama yönetiminin planladığından şüpheleniyor.

- Boston'da düzenlenen ikili bombalı saldırıyla ilgili her ne kadar Amerika ve Rusya'nın birlikte hareket ettiği yönünde bir şüphe varsa da saldırının Amerikan ve Rus istihbarat servislerinin ortak bir operasyonu olmadığı varsayımı.

- Bombalamanın Tsarnayev kardeşler tarafından gerçekleştirildiği yönünde FBI'nın iddialarına güven, gerçi bu durumda, çok sayıda tutarsızlık ve belirgin abartmalar kaydedilmiştir.

Bu durumda bizim versiyon yada senaryomuz bir yanılmazlık iddiası değildir. Dahası, Tsarnayev kardeşlerin dini motivasyonla hareket etmiş olabilecekleri ihmalini de imkan dışı göremeyiz. Yine kardeşler dünyada artan küresel krizler bağlamında görevlerini ve yükümlülükleri temelinde bu adımı atmış olabilirler de.

Boston olayında FBI soruşturmasının aşılmaz bir gizlilik örtüsü içinde gerçek olayları sardığı gerçeğinden hareketle olayla ilgili bizim kendi versiyonumuz hem Rus hemde Amerikalı yetkililer tarafından doğrulanan açık resmi kaynaklara dayanmaktadır.

Nitekim, gerçekler şunlardır:

2011 yılında FBI Boston saldırısı "şüphelilerinden" Tamerlan Tsarnayev ve akrabalarını KGB'nin talebi üzerine sorguladı.

KGB Tsarnayev'in bazı "radikal İslamcılara" katıldığını ve Rusya'ya geri döneceğini iddia etti.

2012 yılında Tamerlan Tsarnayev Rusya'ya geldi ve Dağıstan'da bir süre olmak üzere burada 6 ay kadar kaldı.

Kardeşlerin babası Anzor Tsarnayev kendisi ve oğlu Tamerlan'ın akrabalarını görmek için Çeçenistan'ı iki defa ziyaret ettiklerini söyledi. Tamerlan'ın kız kardeşlerinden biri kocası ile birlikte Çeçen köyü Urus-Martan'da yaşamaktadır. Onun kocasının tüm kardeşleri kukla Kadırov hükümetinin içişleri bakanlığında çalışıyorlar. Kardeşlerin babası Amerikan Radyo Liberty Çeçen Bölümü ile bir röportajında kendisinin Kadırov'un destekçisi olduğunu söylemişti.

Tamerlan Tsarnayev'in şahsına yönelik KGB'nin belirgin ilgisine ve onun bazı "radikal İslamcılara" katılabileceği korkusuna rağmen Tamerlan Rusya'ya geldiğinde KGB tepki göstermedi. Ona hiçbir şekilde ilgi göstermemeleri kendi başına oldukça dikkat çekicidir.

Tsarnayev'in babası oğlunun kendisi ile birlikte Dağıstan'da 6 ay kadar kaldığını iddia ediyor. Bu arada, onun teyzesi Fatimat Süleymanova bu versiyonu yalanlıyor. Süleymanova'ya göre Tsarnayev Amerika Birleşik Devletleri'nden Ocak 2012'de ayrıldı ve yaklaşık olarak Mart ayında Dağıstan'a geldi. Onun babası Anzor Tsarnayev ise ABD'den Şamilkale'ye (eski Mahaçkale) ancak Mayıs ayında geldi.

Bir kez daha tekrar edelim ki tüm bu resmi bilgiler açık kaynaklardandır.

Bu nedenle açıktır ki:

KGB, Tamerlan Tsarnayev'in Dağıstan ve Çeçenistan ziyaretlerini biliyordu ancak O her ne kadar açıkça KGB'nin "arananlar" listesinde yer alıyor olsa da KGB ona tam bir hareket, haberleşme ve eylem özgürlüğü verdi.

Ya da, KGB Tamerlan Tsarnayev ile temas kurdu ancak bu gerçeği gizledi.

Tamerlan Tsarnayev'in Kadırovcularla, onların kukla içişleri bakanlığı üyeleriyle ve diğer kasap servisleriyle doğrudan ilişkisel teması vardı.

Tüm bu gerçekleri tek bir çizgide biraraya getirmek ve bir mantık devresi kurmak için keskin zekalı bir detektif olmak zorunda değilsiniz.

Bir tehdit kaynağını tespit etmede Amerika Birleşik Devletleri'nin görülen büyük ilgisine (resmi olarak belirttikleri gibi) bakıldığında FBI'nın bu gerçekleri görmezden gelmesi çok tuhaf olacaktır.

Kadırov her çeşit "kirli işi" yapmada çok kullanışlı bir eldir. Gerekirse, O (Kadırov) her an ortadan kaldırılabilir, sonu gizlenebilir ve böyle birşey olursa buna kimse şaşırmayacaktır. Binlerce Çeçenin kanları hala onun ellerinde tazedir ve Mücahidler onun peşindedir.

Soru- Putin böyle bir emir verebilir mi? Buna - evet! deriz.

ABD kendisini efendi olarak görüyor ve dünya çapında zorbalıkla davranıyor. Zorbalık kendilerini insanlığın kaderinin belirleyicileri olduğunu düşünen ülkeler ve rejimlerin vazgeçilmez bir özelliğidir. Dokunulmazlık, güçlünün istediği şekilde ortaya çıkmasını doğal bir hak olarak algılar.

Rusya emperyalist statüsünü kaybetmenin ızdırabını yaşıyor ve Putin mümkün olan her şekilde bu statüyü geri kazanmaya çalışıyor. Zorbalık Rusya'nın daimi bir özelliği olmuştur. Bu nedenle Putin'in zorbalığın emperyalist statülerin bir tezahürü olduğuna inanması gayet tabidir.

Putin, Londra'da neredeyse göstere göstere bir nükleer saldırı gerçekleştirdi. Batı bu konuda hiçbir şey söylemedi.

Putin Amerika'nın himayesinde olan Gürcistan'a saldırdı ve neredeyse Gürcü topraklarının %30'nu ele geçirdi. ABD ve Avrupa sahte ve gösterişli sözler söylemek dışında hiçbir şey yapmadı.

Putin, bir NATO ülkesi olan Polonya'nın cumhurbaşkanını yanındaki tüm Polonyalı elitlerle birlikte ortadan kaldırlmasını emretti. Bu Batı'nın utanç verici şekilde tam olarak yuttuğu emsali görülmemiş bir öfke ve zorbalık tezahürüdür.

Bu nedenle niçin Kremlin kıskandığı ve herşekilde zarar vermeye çalıştığı bir ortağının topraklarında zorbalıkla davranmış olmasın, heleki iz bırakmadan yapılabilirse?!

İlaveten, Moskova'nın oldukça anlaşılır motivasyonları vardır:

- Boston bombalamasında "Kafkas bağlantısı" Amerika Birleşik Devletleri'ni Soçi Olimpiyatlarına yönelik "terörist tehdidine" karşı savaşta Rusya ile daha yakından çalışmaya ikna edebilir.

- ABD, Kuzey Kafkasya'da faaliyet gösteren "terörist gruplar" ve onların diğer ülkelerdeki ağ yapısı hakkında Rusya Federasyonu istihbarat servisleri ile bilgi paylaşımına daha çok ilgi göstermelidir.

- Suriye sorununda ABD'nin Suriye'de faaliyette olan "Cihadçı gruplara" karşı daha büyük bir izolasyon yapılması doğrultusunda değişen konumu kaçınılmaz olarak Cihadçı gruplarla karşı karşıya kalmasına yol açabilir; bölgede Esad rejimini devirme arayışında ve Rusya ve İran etkisini ortadan kaldırma peşinde olanları da güçsüzleştirir.

- Amerika Birleşik Devletleri yetkilileri ve dünya çapında gösterilen tepkiler Amerika'nın söylendiği kadar sert olmadığını ve halen savunmasız olduğunu göstermektedir. Eğer bir çift amatör sabotajcı milyonlarca nüfusa sahip bir şehri felç edebiliyorsa, bir düşman devlet tarafından desteklenen profesyoneller bu tür eylemler yapmaya kalkışsaydı acaba neler olacaktı. Ve bu nedenle Amerika Birleşik Devletlerinin çıkarları için özellikle Rusya gibi "uluslararası terörizme" karşı uzun yıllardır savaş açmış olan diğer ülkelerin çıkarlarını hesaba katmaktadır."

Kaynak: Kavkaz Center

0 yorum:

Yorum Gönder

Destekleyen : Kavkazcenter | Kavkazonline | KavkazJihad
Copyright © 2013. Kavkaz Online - Tüm Haklari Saklidir.