Anasayfa » » Ulus-Kert Yalanları Devam Ediyor!

Ulus-Kert Yalanları Devam Ediyor!

Yazar : Kavkaz Online Tarihi : 2 Mart 2013 Cumartesi | 16:54

Şubat'ın sonu ve Mart ayının başlangıcı Ulus-Kert savaşının yıl dönümüdür. Çeçenya'nın köyü olan Ulus-Kert'te Rusya'nın Pskov Bölgesinden bir Rus kafiri paraşütçü komando birliği yok edilmişti.

Kremlin propagandası bu çatışma hakkında her zaman yalan söylüyor ve bu yalan tekrar tekrar Çeçen tarafı tarafından reddediliyor. Bu gerçeğe rağmen Moskova, karlar altında bulunan dağlar yoluyla çıkışı tamamen Rus ordusunun seçkin birlikleri güzergâhına çıkan 2 haftalık uzun geçiş yolculuğu sırasında yorgun düşen mücahidlere karşı yaşanan eşi görülmedik çatışma hakkında, sokaktaki sıradan vatandaşlarının kafasının içine farklı versiyonlar empoze etmeye çalışıyor.

10 yıl önce 29 Şubat 2000'de Ulus-Kert'te Rus işgalcilerin seçkin bir müfrez birliğiyle, bir grup Çeçen mücahid arasında şiddetli bir çatışma meydana geldi.

70 Çeçen gönüllü savaşçı Rus propagandası tarafından (kafirin deyimiyle) 2000 "militan" tarafından yapılan saldırı olarak adlandırılan Pskov paraşütçü komando birliğinin konuşlandığı bir tepeye saldırdı.

1300 mücahid Şatoy köyünden Dargo-Vedeno köyüne doğru hareket ediyordu. Uzun, dondurucu bir yolda, yaralı ve hastaların da aralarında bulunduğu mücahidler Vaştar Nehri boğazına (Abuzulgöl) gelmeye çalışıyordu. Bir keşif müfrezesi Ulus-Kert ve Duba-Yurt arasındaki tepede işgal ordusu takımının havan-topçu silahlarıyla birlikte konuşlandığını bildirdi.

Çatışmaya katılanlar ve görgü tanıkları, kısa bir görüşmeden sonra yaralı Şamil Basayev'in (sedye üzerinde parçalanmış ayağıyla taşınıyordu) Hattab'a bir saldırı grubu oluşturmasını ve Rus komandolarına saldırması emrini verdi.

İlk olarak Hattab, düşmanla sıcak temas kurmaya girmeksizin birliğin (düşman ateşi altında) Rusları geçebileceğini söyleyerek emri yerine getirmeyi reddetti. Ne var ki Şamil Basaev, Hattab'ın dikkatini düşman ateşi altında mücahidlerin geçmeleri durumunda kayıplarının çok daha kötü olabileceği gerçeğine çekti ve birlik geçerken arka tarafın Rus topçu-havan ateşi tarafından tehdit edilebileceğini söyledi.

Sonra Şamil Basayev Hattab'a döndü ve şöyle söyledi: "Eğer emrimi şimdi yerine getirmeyecek olursan, Kıyamet Gününde Allah'ın huzurunda Emir'inin emrini yerine getirmediğine şahitlik edeceğim" dedi.

Bu sözleri duyduktan sonra Hattab özür diledi ve kendisinin liderlik ettiği bir saldırı ekibi kurdu. Hattab daha sonra Kıyamet Gününde kendi davranışının Yüce Allah'ın huzurunda kendisini haklı çıkartamayacağını Şamil sözlerinden anladığını ve korktuğunu söyleyecekti.

Hattab 70 kişiden oluşan bir gönüllü savaşçı grubu seçti. Çatışmadan önce Şamil Basaev Mücahidlere hitaben bir konuşma yaptı ve sonra saldırı başladı.

Çatışmaya katılanlar, düşman tarafından yapılan kasırga gibi bir ateşin altında çok yavaş bir şekilde tepeye tırmandıklarını bildirdi. Yorulmuşlardı dolayısıyla hızlı hareket edemiyorlardı. Mücahidler ayaklarını hareket ettirmek için ellerini kullanıyorlardı.

Bu şartlar altında Rus komandolarını hedef alacak şekilde ateş etmeleri imkânsızdı. Ancak ilerleyen grup tepeyi tırmandığında, etkileyici olduğu kadar aynı zamanda çok garip bir manzara gördüler.

Yaklaşık 100 kadar Rus cesedi bir yığın halinde yerde yatıyordu sanki birileri tarafından özellikle bir yerde toplanmış gibiydi. Bütün komandoların yüzlerinde bir korku okunuyordu. Yüzleri sülfür külü rengindeydi. Neredeyse tamamının başında ve tam boğaz altında göğüslerinde birer kurşun deliği vardı. (bir dizi resimi linkte görebilirsiniz)

Mücahidler 25 savaşçısını kaybetti (bazı kaynaklara göre ise 21). Neredeyse tamamı Vedeno bölgesinde Tevzana, Mahetı ve Hattuni yerleşimlerine gömüldü.

Hattab ve saldırı ekibinin savaşçıları daha sonra, bu çatışmaya katılan bütün herkesin kendilerinin değil diğer bazı kuvvetlerin, Allah'ın ve Meleklerinin kuvvetlerinin Rusları öldürdüğünü izleniminde olduklarını söylediler.

Çeşitli çatışmaların farklı bölümleri hakkında konuşmayı seven Hattab, Ulus-Kert çatışması hakkında neredeyse hiç konuşmadı. Ayrıca diğer savaşçılar da fazla konuşmadı. Mücahidler Hattab'a çatışma hakkında sorduklarında, o genellikle kısa bir cevap verirdi: "Bu bizim işimiz değildi..."

Bununla birlikte, Rus propagandası çatışma da gerçek olayları saptırmayı deneyerek, "militan orduları ve bir avuç Rus kahramanı" hakkında bilim kurgu hikâyeleri anlatmaya devam ediyorlar.

Makaleler ve kitaplar yazıldı, filmler ve düzenlemeler çekildi, generaller ve siyasetçiler TV'de kendi hikâyelerini anlatmak üzere göründü.

Her sene Rus devlet propagandası mücahidlerin zayiatları hakkında faklı rakamlar verirler: 500 yada 1500, yada 700 (en son versiyon). Ancak Moskova propagandacıları asla basit bir sorunun cevabını veremedi bu kadar büyük miktarda "militanın" mezarları nerdedir.

Bu arada, Ulsu-Kert'te o günlerde, mücahidler Rus ordusu seçkin hava indirme birliklerinden 200 kadar askeri öldürdü. Ne var ki Ruslar sadece Pskov paraşütçü birliğinin kayıplarını kabul ettiler çünkü hepsi bir birliktendi ve yine hepsi bir yerden aynı kasabadan gelmişti, bu yüzden Pskov Bölgesi'nin bütün sakinleri onların kayıpları hakkında haberdardı.

Ulus-Kert çatışmasından bir hafta sonra Rus işgalcileri, yerel mürtedlerin ihaneti sonucunda Duts-Hoti'nin Selmantauzen kırsal idari yönetiminde ele geçirilen 42 yaralı ve silahsız mücahidi infaz ettiler. Mücahid komutanlığı bu yaralı mücahidleri bir süreliğine köyün kenar mahallelerinde bulunan evlere bırakmaya karar vermişlerdi.

Daha sonra hainler mücahidler tarafından bulundu ve ortadan kaldırıldı

Kaynak: Kavkaz Jihad

* * *

  

  

  

  

  

0 yorum:

Yorum Gönder

Destekleyen : Kavkazcenter | Kavkazonline | KavkazJihad
Copyright © 2013. Kavkaz Online - Tüm Haklari Saklidir.