Şubat'ın sonu ve Mart ayının başlangıcı Ulus-Kert savaşının yıl
dönümüdür. Çeçenya'nın köyü olan Ulus-Kert'te Rusya'nın Pskov
Bölgesinden bir Rus kafiri paraşütçü komando birliği yok edilmişti.
Kremlin propagandası bu çatışma hakkında her zaman yalan söylüyor ve
bu yalan tekrar tekrar Çeçen tarafı tarafından reddediliyor. Bu gerçeğe
rağmen Moskova, karlar altında bulunan dağlar yoluyla çıkışı tamamen Rus
ordusunun seçkin birlikleri güzergâhına çıkan 2 haftalık uzun geçiş
yolculuğu sırasında yorgun düşen mücahidlere karşı yaşanan eşi
görülmedik çatışma hakkında, sokaktaki sıradan vatandaşlarının kafasının
içine farklı versiyonlar empoze etmeye çalışıyor.
10 yıl önce 29 Şubat 2000'de Ulus-Kert'te Rus işgalcilerin seçkin bir
müfrez birliğiyle, bir grup Çeçen mücahid arasında şiddetli bir çatışma
meydana geldi.
70 Çeçen gönüllü savaşçı Rus propagandası tarafından (kafirin
deyimiyle) 2000 "militan" tarafından yapılan saldırı olarak adlandırılan
Pskov paraşütçü komando birliğinin konuşlandığı bir tepeye saldırdı.
1300 mücahid Şatoy köyünden Dargo-Vedeno köyüne doğru hareket
ediyordu. Uzun, dondurucu bir yolda, yaralı ve hastaların da aralarında
bulunduğu mücahidler Vaştar Nehri boğazına (Abuzulgöl) gelmeye
çalışıyordu. Bir keşif müfrezesi Ulus-Kert ve Duba-Yurt arasındaki
tepede işgal ordusu takımının havan-topçu silahlarıyla birlikte
konuşlandığını bildirdi.
Çatışmaya katılanlar ve görgü tanıkları, kısa bir görüşmeden sonra
yaralı Şamil Basayev'in (sedye üzerinde parçalanmış ayağıyla
taşınıyordu) Hattab'a bir saldırı grubu oluşturmasını ve Rus
komandolarına saldırması emrini verdi.
İlk olarak Hattab, düşmanla sıcak temas kurmaya girmeksizin birliğin
(düşman ateşi altında) Rusları geçebileceğini söyleyerek emri yerine
getirmeyi reddetti. Ne var ki Şamil Basaev, Hattab'ın dikkatini düşman
ateşi altında mücahidlerin geçmeleri durumunda kayıplarının çok daha
kötü olabileceği gerçeğine çekti ve birlik geçerken arka tarafın Rus
topçu-havan ateşi tarafından tehdit edilebileceğini söyledi.
Sonra Şamil Basayev Hattab'a döndü ve şöyle söyledi: "Eğer emrimi
şimdi yerine getirmeyecek olursan, Kıyamet Gününde Allah'ın huzurunda
Emir'inin emrini yerine getirmediğine şahitlik edeceğim" dedi.
Bu sözleri duyduktan sonra Hattab özür diledi ve kendisinin liderlik
ettiği bir saldırı ekibi kurdu. Hattab daha sonra Kıyamet Gününde kendi
davranışının Yüce Allah'ın huzurunda kendisini haklı çıkartamayacağını
Şamil sözlerinden anladığını ve korktuğunu söyleyecekti.
Hattab 70 kişiden oluşan bir gönüllü savaşçı grubu seçti. Çatışmadan
önce Şamil Basaev Mücahidlere hitaben bir konuşma yaptı ve sonra saldırı
başladı.
Çatışmaya katılanlar, düşman tarafından yapılan kasırga gibi bir
ateşin altında çok yavaş bir şekilde tepeye tırmandıklarını bildirdi.
Yorulmuşlardı dolayısıyla hızlı hareket edemiyorlardı. Mücahidler
ayaklarını hareket ettirmek için ellerini kullanıyorlardı.
Bu şartlar altında Rus komandolarını hedef alacak şekilde ateş
etmeleri imkânsızdı. Ancak ilerleyen grup tepeyi tırmandığında,
etkileyici olduğu kadar aynı zamanda çok garip bir manzara gördüler.
Yaklaşık 100 kadar Rus cesedi bir yığın halinde yerde yatıyordu sanki
birileri tarafından özellikle bir yerde toplanmış gibiydi. Bütün
komandoların yüzlerinde bir korku okunuyordu. Yüzleri sülfür külü
rengindeydi. Neredeyse tamamının başında ve tam boğaz altında
göğüslerinde birer kurşun deliği vardı. (bir dizi resimi linkte görebilirsiniz)
Mücahidler 25 savaşçısını kaybetti (bazı kaynaklara göre ise 21).
Neredeyse tamamı Vedeno bölgesinde Tevzana, Mahetı ve Hattuni
yerleşimlerine gömüldü.
Hattab ve saldırı ekibinin savaşçıları daha sonra, bu çatışmaya
katılan bütün herkesin kendilerinin değil diğer bazı kuvvetlerin,
Allah'ın ve Meleklerinin kuvvetlerinin Rusları öldürdüğünü izleniminde
olduklarını söylediler.
Çeşitli çatışmaların farklı bölümleri hakkında konuşmayı seven
Hattab, Ulus-Kert çatışması hakkında neredeyse hiç konuşmadı. Ayrıca
diğer savaşçılar da fazla konuşmadı. Mücahidler Hattab'a çatışma
hakkında sorduklarında, o genellikle kısa bir cevap verirdi: "Bu bizim
işimiz değildi..."
Bununla birlikte, Rus propagandası çatışma da gerçek olayları
saptırmayı deneyerek, "militan orduları ve bir avuç Rus kahramanı"
hakkında bilim kurgu hikâyeleri anlatmaya devam ediyorlar.
Makaleler ve kitaplar yazıldı, filmler ve düzenlemeler çekildi,
generaller ve siyasetçiler TV'de kendi hikâyelerini anlatmak üzere
göründü.
Her sene Rus devlet propagandası mücahidlerin zayiatları hakkında
faklı rakamlar verirler: 500 yada 1500, yada 700 (en son versiyon).
Ancak Moskova propagandacıları asla basit bir sorunun cevabını veremedi
bu kadar büyük miktarda "militanın" mezarları nerdedir.
Bu arada, Ulsu-Kert'te o günlerde, mücahidler Rus ordusu seçkin hava
indirme birliklerinden 200 kadar askeri öldürdü. Ne var ki Ruslar sadece
Pskov paraşütçü birliğinin kayıplarını kabul ettiler çünkü hepsi bir
birliktendi ve yine hepsi bir yerden aynı kasabadan gelmişti, bu yüzden
Pskov Bölgesi'nin bütün sakinleri onların kayıpları hakkında haberdardı.
Ulus-Kert çatışmasından bir hafta sonra Rus işgalcileri, yerel
mürtedlerin ihaneti sonucunda Duts-Hoti'nin Selmantauzen kırsal idari
yönetiminde ele geçirilen 42 yaralı ve silahsız mücahidi infaz ettiler.
Mücahid komutanlığı bu yaralı mücahidleri bir süreliğine köyün kenar
mahallelerinde bulunan evlere bırakmaya karar vermişlerdi.
Daha sonra hainler mücahidler tarafından bulundu ve ortadan kaldırıldı
Kaynak: Kavkaz Jihad
* * *
0 yorum:
Yorum Gönder