Hatta şöyle bir olay hatırlıyorum: Çeçenlerle Araplar arasında silahlı bir çatışma cereyan etmişti savaş bittikten birkaç ay sonra... İki taraftan da yaralananlar bile olmuştu.
Sonrasında yaşanan bu aksi gelişmeye Çeçen İstihbaratı dahil olur ve olayın sorumlularını tespit eder. Silahlı çatışmaya,fitneye yol açan kimseler sorgu sırasında Rus Fsb ajanı olduklarını itiraf ederler.(ki bu kişiler,anlattığım silahlı çatışmaya giren Çeçen-Arap mücahidlerin arasına sızmayı başarmıştır.)Dahası sorgulama neticesinde bu kişilere niyetleri ve kimin adına çalıştıkları Çeçenistan televizyonlarında bir kez daha itiraf ettirilir ki insanlar yabancı ve yerli mücahidler birbirine düştü sanmasın,cihad ve bağımsızlık davası lekelenmesin...
Görüldüğü üzere olay ciddidir lakin Rusya'ya karşı kazanılmış bir büyük zaferin rehaveti arasında unutulur gider.
Geçmişe bakmak;ufkumuzu,önümüzü görebilmek adına...
Herşey olup bittikten sonra sırf ''zaten bu sonuç beni şaşırtmadı.'' diyebilme lafazanlığıyla sonlanacak bir değerlendirme yapmaktan çok öte bir noktaya işaret etmek istiyorum.Bu bağlamda geçmişte Çeçenistan'da yaşanmış o örneği aklımızın bir kenarına mutlaka yazmalı diyorum...
Çünkü çok önemli! Daha fazla büyümeden önlenen bu çatışmayı önemli kılan ne peki?
Öncelikle belirtmeliyim ki,1996'ta yaşanan bu olayın planlanması Ruslar açısından deşifre edilmesi de Çeçenler açısından önemli :
Ruslar için önemli,çünkü...Çeçen milleti savaşı,Çeçen ve Arap mücahidlerin ortaklığında kazanmış ama sonrasında ortaklar anlaşmazlığa düşmüş...Neticede bu durum Kremlin'e;uluslar arası boyutta dünyaya adapte olma,meşrutiyetini kalıcı kılma uğraşında olan Çeçenistan Devleti'nin 'bağımsızlık sonrasında nasıl da acziyete düştüğü,istikrarsızlaştığı,ülke genelinde iç savaşa neden olacak güvenlik zaafiyetinin başgösterdiği halbuki egemenlikleri altındayken Çeçenya'nın sorunsuz bir bölge olduğu,insanlarınınsa mutlu olduğu' tezini bulunduğu her platformda dillendirme fırsatı sağlayacaktı.Plan başarıya ulaşsaydı eğer,Çeçen ve Arap mücahidler nezdinde dünyadaki bütün mücahidler böylesi bir tabloyla yüzleşmenin acı bedelini ödeyecekti fakat ALLAH,kafirlerin planlarını başlarına geçiriverdi,Elhamdülillah!
Çeçenler için önemli çünkü Rus komplosu ortaya çıkarılmasaydı,bütün bir ümmetin beklentileri,umutları suya düşecek. Düşman karşısında elde edilen zaferin ardından mücahidlerin birbirlerini hedef almaya başlamasıyla Müslümanlar mücahidlere olan maddî-manevî desteklerini kesmekle kalmayıp cihada olan inançlarını da yitirecekti.Rusya daha ne istesin(?!)Ancak,Yüce ALLAH kafirlere Müslümanlar aleyhine yol göstermedi.
Şimdiye kadar anlatılanlar ışığında baktığımızda karşımızda sivrilen iki ana olguya dikkat çekmek suretiyle küresel işgal ve küresel direniş çerçevesinde şekillenecek genel bir vurgu yapma ihtiyacı doğdu sanırım.Ki aslolan küçük bir detaydan hareketle size büyük resmi gösterebilmekti amacım.
Birinci olgu : Düşmanı anlayabilmek...Şu sorunun cevabı önem kazanmıyor mu sizce? Neden içimize sürekli truva atları yollamaktan vazgeçmiyorlar!
Gayet basit...Tek amacı,İla-yi Kelimetullah olan Müslüman'a dünyanın anahtarını da verseler cihadtan dönmeyecektir.Örneğin Mali'de olduğu gibi... işgalci Fransa'ya açıkça meydan okumaktan çekinmeyen Batı Afrika Tevhid ve Cihad Hareketi (MUJWA) komutanlarından Ömer Hamaha'nın (ALLAH ondan razı olsun),''Biz bu dünya için yaşamıyoruz...''diyerek duruşunu,karakterini açıkca ortaya koyması karşısında kafirler,onun ve beraberindekilerin önlerine neyi sererlerse sersinler,dünyalık tekliflerinin cazip geleceğine,gözlerini kamaştırıp cihadtan vazgeçebileceklerine ihtimal verirler mi hiç?
Laf buraya gelmişken,içinizden biri şu açıklamayı yapma ihtiyacı hissedecek hem de şiddetle...Diyecek ki;Fakat mücadeleye baktığımızda vazgeçenleri de görmekteyiz! Kesinlikle haklısın dostum...Ama unutmaman gereken bir husus var,önemli bir husus...Vazgeçenler asla vazgeçmeyenler tarafından dışlanır... ALLAH'ın emri,Peygamber'in (Aleyhisselatû vesselam) sünneti böyle olmasını gerektiyor.''Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır.
De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.'' Kısacası vazgeçen,onlara taviz verdiği için kafir oluyor.94-96 Çeçen-Rus Savaşı döneminde şu anki mücahidlerle omuz omuza savaşan ama sonradan dünyalık karşılığında dinini satan Kadirov,Yamadayev veya Gantemirov gibi kimseler ile Irak'ta ilk zamanlar mücahidlerle beraberken şimdilerde Amerikan kukla yapılanması Uyanış Konseyi (Sahva)'ni oluşturanlar veyahut Afganistan'da Sovyetler'e karşı mücahidlerle aynı safta yer almasına rağmen sonrasında Amerikan emrine giren Burhaneddin Rabbani ile Ahmet Şah Mesut'un mücahidler namına adlarının; Charles,Henri,Teresa vb. adlar taşıyan kafirlerden tek farkı kimliklerinde yazılı isimlerin İslam olması sadece...
İşte düşman,bu ince detayın farkında olduğu içindir ki saflarına geçen ve geçmeye devam edecek olan vazgeçenler,İslam dininden taviz verenler kulubünün varlığını mücahidler karşısında kesin olarak kazanılmış bir zafer olarak adlandırmaktan kaçınıyor.
Bir şeyi çok net görüyorlar...
''Hey Mark...Ne dersin bu sefer,İslam'ı ve cihadı alt ettik ha (?!)
Bu kanıya nerden,nasıl vardın George?
Görmüyor musun? Mücahidlerin safları yıllar içinde eridi.Ve onlardan bize katılanlar,çok yararlı katkılar sağladılar.(Truva atlarını kastediyor olmasın?)
Aptal olma,George...Mücahid eksilmiş olabilir ama mücadele hâlâ devam ediyor!''
Ya işte böyle!!!...yaptıkları saptamanın bir tek anlamı olmalı bizim için... Düşman önceliğini mücahidleri yenmeye değil,İslam'ın (haşa) kökünü kurultmaya ayırmış;adeta buna şartlanmıştır.Mücadele yani cihad sürdüğü sürece hep kaybedecekler.Peygamberimiz'in(Sallallahû aleyhi ve sellem) müjdesi,kafirlerin suratlarını acıyla buruşturacak niteliktedir : Kıyamet'e kadar bir grup mücahid ALLAH yolunda savaşmaya devam edecek,düşmanları onlara zarar veremeyecek, düşmanlarına hep üstün gelecekler.
Öte yandan Kur'an,Onlar ağızlarıyla Allah'ın nûrunu söndürmek istiyorlar.Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktır,ayetiyle onları iyice kahretmeye yetiyor.
İkinci olgu : Düşman artık Truva Atı'yla saldırmaktan vazgeçmiş olabilir...İslam'a direkt ''mücahidler''le saldırma seçeneği devrede...Biliyorum şu an şoktasınız ve ''İslam'a direkt mücahidler saldıracak.'' ifadesi kanınızı dondurdu.Ama sakinleşin lütfen ve acaba yanlış mı gördüm diye ellerinizle gözlerinizi daha fazla ovuşturarak acıtmayın...Bilinçli olarak kullandım o ifadeyi...Evet,İslam'a direkt mücahidler saldıracak bundan böyle...
Çünkü düşman,Arap Baharı vesilesiyle kendi istekleri doğrultusunda şekillendirmek istediği hükümetlerin boyunduruğundaki halkların küresel cihad hareketlerinin etkisiyle artık,güncellenmiş eski düzenin yerine şeriatı,hilafeti istediklerini görmek,anlamak ve kabul etmek zorunda kalmıştır.
İşte bu aleyhte görülen durumu lehlerine çevirebilmek için kendilerince bir yöntem geliştirdiler.
Irak'ta,Özgür Suriye Ordusu gibi Özgür Irak Ordusu'nu kurdular;ordunun lideri de vaiz Taha el Düleymi...Yakında bu cihad liderinin Irak'ta,İran'a karşı savaştığını duyabilir,ekranlardan seyrebiliriz...Durun bir dakika...Irak'ta ama İran'a karşı savaşacak öyle mi? Ya Amerikan askerleri,Irak'taki Amerikan çıkarlarına karşı cihad etmeyecek mi?
Vaazlarında İslamî Emirlik'ten bahsetmemesi sadece Safevi tehlikesine karşı mücadele edeceğini ilan etmesi, Özgür Irak Ordusu'nun aslında el Kaideli mücahidlerimizin eylemlerinden gördüğümüz üzere kafir Amerika'sı ve şii İran'ıyla bütün İslam düşmanlarına karşı yüklendiği cihadın taşıdığı Kur'anî anlamı;Özgür Irak Ordusu'nun taşımaktan neden özellikle kaçındığını anlamak zor(?!) Öyle ya mücahidlerin aslî görevi ALLAH'ın razı olacağı bir İslam devleti kurmaktır.Bir İslam devleti kurma gayesinde olmama nedenini açıklayabilir mi,Özgür Irak Ordusu?Yoksa şüphelendiğimiz şey gerçek mi?Düşmanın yeni bir piyonuyla mı daha yüzleşmek üzere ümmet!
Doğrusu en korkunç sahneler gözümün önünden gelip geçmekte...
Düşmanın bütün maddî üstünlüğüne rağmen hilafeti tesis eden aslan mücahidler bu sefer de kuzu postuna bürünen kurt mücahidlere karşı savaşıyorlar.
Ümmet gene sınavda...Yeni sınavın adı ise,aslında kafir düşmanın çıkarları doğrultusunda işletilen sözde mücahidler yoluyla hayata geçirilmek istenen ''Ilımlı Cihad'' Projesi...
Truva atları,cihad meydanlarında mücahid grupları hedef alarak ümmeti yavaş yavaş cihadtan,mücahidlerden soğutmayı amaçlıyordu...Ilımlı Cihad ise,yaşayan ve yaşayacak olan cümle ümmetin Kur'anî cihad algısının reformizasyonunu hedefliyor.
Düşmanın o kadar çok sinsi planını gördüm ki zaten bu yeni sonuç beni hiç mi hiç şaşırtmadı...Sizi de şaşırtmasın.
Son söz olarak ilave edeyim...Bilmeniz gerekir,düşmanı anlamalıyız,anlamaya çalışmalıyız ki,ALLAH için ''dev'' kafir ordularıyla,hükümetleriyle savaşan az sayıdaki mücahidimizi anlayabilelim,onlara her türlü desteği verebilelim, şehidlerimizin bize emanet ettiği cihada sahip çıkabilelim.
Bakıyorum da saat vaktin hayli geç olduğunu ve biraz dinlenmem gerektiğini hatırlatıyor bana...
Neyse Ders Sona Erdi.
İyi Geceler!
Kendi adıma umudumu hep iyi niyetlerle besleyeceğim her daim...
Ümmetin dipdiri,tek,uyanık düşmanınsa dağınık,cansız paramparça uykusuz düştüğü sabahlara uyanabilmek dileğiyle
İyi Geceler!
31/01/2013/ Perşembe - 04.52
Müslim Nohciin
Kavkaz Online Blog



0 yorum:
Yorum Gönder