Anasayfa » , , , , , , , , , , , , » Türkiye'deki Tutuklamalar Rus KGB'nin 'Berlin Grubu' İle Bağlantılı Olabilir!

Türkiye'deki Tutuklamalar Rus KGB'nin 'Berlin Grubu' İle Bağlantılı Olabilir!

Yazar : Kavkaz Online Tarihi : 3 Aralık 2012 Pazartesi | 14:10

22 Kasım günü Türk yetkilileri Eylül 2011'de İstanbul'da işlenen Çeçen mülteci cinayetlerine karışan 6 kişinin İstanbul'da tutuklandığını duyurdu.

16 Eylül 2011 tarihinde 3 Çeçen İstanbul'un en kalabalık ilçelerinden Zeytinburnu'nda vurularak öldürüldü. Öldürülen kişiler Rüstem Altemirov, Zaurbek Amriyev ve Berg-Haj Musayev olarak teşhis edildi. Üçü de camii çıkışında vuruldu. Cinayetlerin şehrin daima kalabalık olan en eski yerleşimlerinden birinde özellikle kalabalığın daha da arttığı haftalık Cuma namazı çıkışında işlenmesi gerçeği cinayetlerin profesyonel bir katilin işi olduğunu göstermektedir. Katil kalabalık içinde yaşanacak ve güpegündüz dahi olsa kendisinin iz bırakmaksızın kaçmasına müsade edecek olan paniği hesaba kattı.

Saldırı profesyonelce gerçekleştirildi öyle ki kurbanların öldüklerinden emin olmak üzere kafalarına "kontrol ateşi" sıkıldı. Dahası katil adi suçlular için pek alışıldık olmayan ve Rus gizli servisleri arasında yaygın olan makineli tüfek/bombaatar karışımı Groza (Fırtına) isimli bir silah kullandı. Bu yüzden Türk güvenlik servisleri daha başlangıçta saldırıda bir Rus eli olduğundan şüphelendi. Rus KGB'sinin de cinayete katılımını içeren bir kaç muhtemel senaryo geliştirildi. 55 yaşındaki bir Rus vatandaşı Aleksander Jarkov (Zharkov)'un baş cinayet zanlısı olarak ismi verildi ve onun resmi basına dağıtıldı.

Ne var ki Türk yetkililer ayrıca Çeçenya'da ki baş Rus kuklası Ramzan Kadırov'un adamları tarafından da saldırının işlenmiş olma olasılığını devre dışı bırakmadı. Ramzan Kadırov bu iddiaları reddetti ve iddiaları kendisinin Türk toplumundaki saygınlığına zarar verme teşebbüsü olarak adlandırdı. Öldürülen 3 Çeçenin de Rus işgali altındaki Kafkasya Emirliği Emiri Dokku Ebu Osman'ın yakın çevresinden olması Kadırov'un cinayetlere katılımını makul olabileceğini düşündürüyordu.

Son üç yıl içinde İstanbul'da toplam 6 Çeçen öldürüldü. Gazi Edilsultanov 6 Eylül 2008'de başından vurularak öldürüldü. Rusya'nın sabotaj saldırıları planlamakla suçladığı Çeçen Mücahid komutan İslam Canibekov 9 Aralık 2008'de öldürüldü. Dokku Ebu Osman'ın temsilcisi Ali Osayev 2 Şubat 2009'da kimliği tespit edilemeyen şahıslar tarafından vurularak öldürüldü. Müfettişler eski Çeçen Mücahidlerin tamamının aynı tip silahla bir Groza ile öldürüldüklerini belirledi. İşlenen en son Çeçen cinayetleri 16 Eylül 2011'de oldu. Türk polisi daha önceki 3 cinayet davasını çözmek için çok az bir ilerleme kaydetmişti.

Bu yüzden Eylül 2011 de işlenen 3 Çeçen cinayeti ile bağlantısı olabilecek olan İstanbul'da yaşanan tutuklamalar sürpriz oldu. Tutuklamalar İstanbul ve Adapazarı'nda eş zamanlı olarak yapıldı. Toplam da 6 kişi tutuklandı, içlerinde ki Uveys Ahmedov daha önce de tutuklanmıştı. O bu seferde serbest bırakıldı. Basında çıkan haberlere göre tutuklanan şahıslar arasında başlıca şüpheli Zona kod isimli Ruslan Papaskeri'ydi. Papaskeri tutuklandığı sırada sahte bir Gürcü pasaportu taşıyordu. Polis şüphelileri tutuklarken 7 adet silaha el koydu. Türkiye'de işlenen cinayetler Avrupa'da işlenen cinayetlere benziyor olabileceği için Türk yetkililer Alman ve Fransız güvenlik servisleri ile işbirliği yaptı.

İlginç olan soru şudur: Ruslan Papaskeri kimdir? Sahte Gürcü pasaportunda yazan bu isim uydurmadır ve bu ismi kullanan kişi Türkiye'de Çeçenlerin bir katili olmaktan öte çok daha ilginç biri olabilir. O aslen Çeçenya'dan geliyor ve orada ki adı muhtemelen Ali Dabuyev. Belirli olmayan nedenlerden dolayı O ve kardeşi Musa Dabuyev 1996 da ilk Rus-Çeçen savaşından sonra Çeçenya'yı terk ettiler ve 1997-1998 yıllarında Gürcistan ve Azarbeycan'a geçtiler. Musa Dabuyev 2005 yılında Azeri yetkililer tarafından tutuklandı. Müfettişler onu çeşitli Çeçen cinayetleri ve Azeri işadamlarından yasadışı yollarla haraç almakla suçladı ve ardından ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.

Ali Dubayev geniş bir siyasi ve sosyal bağlatıya sahip olduğu Gürcistan'a geçti . Ruslan Papaskeri adı altında Tiflis'te yaşadı ve Vaja Pshavella Caddesi'nde bulunan evine girerken bir bomba patladığı 8 Mart 2010 tarihine kadar Tifliste bir iş yaptı. O yaralandı ve hastaneye kaldırıldı. Bu bombalama olayı Gürcü yetkililerin Papaskeri'nin faaliyetlerini daha yakından takip etmeye zorladı. O, Gürcistan'ı aceleyle terk etti ve Türkiye'ye geçti ve Türkiye'de Çeçenya eski Şeriat Mahkemesi başkanı Şemsuddin Batukayev'e yönelik bir suikast teşebbüsünün bir faali olarak ortaya çıktı.

Yakalanan suikast teşebbüsünde bulunan katil Barkham Batumayev derhal, Çeçen mülteciler arasında daha çok Zona kodadı ile bilinen Papaskeri'yi işaret etti. Batukayev'e yönelik suikast teşebbüsünün ardından Türk medya organları ülke içişleri bakanlığına dayanarak bir çeşit Rus KGB katillerinin "Berlin Grubu"nun dünya çapında faaliyette bulunduklarını yazdı. Daha sonra Türk polisi Papaskeri'nin arandığını duyurdu. Onun tutuklandığı anda müfettişler Papaskeri'nin 2011 Eylül ayında Türkiye'de işlenen 3 Çeçen cinayetine karıştığını ve cinayet sırasında peruk giydiğini tespit ettiler. Tutuklanması sırasında polis Papaskeri'de Alman yapımı 3 adet SIG-Sauer tabanca buldu. Tutuklanan diğer kişilerin müfettişlerin soruşturması için önemli olmadıkları görüldü ve kısa bir süre sonra kefaletle serbest bırakıldılar. Onlar Ruslan Papaskeri'yi bulmak amacıyla özellikle gözaltına alınmış olmalılar.

Nitekim bir yıl sonra Türkiye 2011 sonbaharında İstanbul'da işlenen üst düzey cinayetlerin ayrıntılarını ortaya çıkarma şansına sahiptir. Eğer Papaskeri ve Rus güvenlik servisleri arasında bir bağlantı tespit edilirse, bu Moskova için bu bölgede büyük bir kara leke olacaktır. Türkiye'de ki tutuklamalar Rus güvenlik servisleri örtüsü altında "Berlin grubu" isimli bir katiller grubunun Almanya'da faaliyet gösterdikleri teorisini doğrulayabilir. Bu olay, Türkiye ve Rusya arasında özellikle Kafkasya'ya yönelik iki ülkenin politikaları alanındaki ilişkilere olumsuz bir etkisi olacaktır. İlaveten Avrupa halen 1970ler ve 1980lerde ki Soğuk Savaş dönemi modunda düşmanca faaliyette bulunduğu görünen Rus güvenlik servislerinin kıtadaki faaliyetlerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaktır.

Kaynak: The Jamestown Foundation
Kavkaz Center

* * *

0 yorum:

Yorum Gönder

Destekleyen : Kavkazcenter | Kavkazonline | KavkazJihad
Copyright © 2013. Kavkaz Online - Tüm Haklari Saklidir.