Habere göre, daha önce değişik zamanlarda tutuklanarak sınırdışı hapishanesine konulan 13 Çeçen mülteci, 28 Kasım akşamı Avusturya’nın başkenti Viena’dan Rusya’nın başkenti Moskova’ya charter uçuş yapan bir uçak ile geri gönderildi.
ORF’nin haberinde Çeçen sığınmacıların kimliklerine ilişkin herhangi bir bilgi olmamasına karşın, Waynakh Online kaynakları Salman (Danial) Mamaev‘in de sınırdışı edilen Çeçen sığınmacılar arasında olduğunu doğruladı. Rusya’ya geri gönderilen Çeçen grubun akıbetine ilişkin ise şu ana kadar herhangi bir bilgi elde edilemedi.
Bugüne kadar Dublin-II Yönetmeliği gereği sadece “güvenli” kabul edilen Polonya ya da komşu ülkelere sınırdışı yapan Avusturya’nın, Çeçen sığınmacıları doğrudan Rusya’ya sınırdışını ilk defa gerçekleştirdi.
Avusturya İçişleri Bakanlığı yetkilileri konuya ilişkin özel bir yorum yapmaktan kaçınsa da, Çeçenlerin Rusya’ya geri gönderilmesinin onların can güvenlikleri için herhangi bir tehlike arz etmediğini düşünüyorlar. Zira Avusturya ile Rusya Federasyonu arasında imzalanan geri kabul anlaşmasının, Rus yetkililerin geri gönderilen sığınmacılara baskı yapmasına engel olacağına inanmak istiyorlar!
Avusturya makamları Çeçen sığınmacıları Rusya’ya iade ederek mültecilerin statüsünü belirleyen 1951 ve 1967 tarihli uluslararası sözleşmelerin bel kemiğini oluşturan “non-refoulement” (geri gönderilmeme) ilkesini açıkça ihlal etmiş oldular.
Avusturya’dan Sınırdışı Edilen Çeçen’den Haber Yok
Waynakh-Online ajansın verilerine göre, Avusturya medyası, 28 Kasım günü hafta Viyana’dan Moskova’ya sınırdışı edilen Çeçen sığınmacılardan birisinin Moskova Havaalanı’nda kaçırıldığını ve akıbetinin bilinmediğini bildirdi.
İade edilen Çeçen sığınmacılara ne olduğu bilinmiyordu, ancak avukatıyla bağlantı kuran bir Çeçen kadının aktardığı bilgiler Çeçen sığınmacıların Rusya her ne garanti verirse versin güven içende olmadığını bir kez daha doğruladı.
Rusya’ya iade edilen Çeçen sığınmacılardan birisi olan Raissa G adlı bayan, Avusturya’daki avukatlarıyla bağlantıya geçerek Moskova’ya ulaştıklarında başlarına ne geldiğini aktardı. Raissa G, “Uçakta iki küçük kız çocuğum ile birlikte kocam Rasambek I’nin yanına değil de başka bir yere yerleştirildik. Bu nedenle uçaktan önce biz indik. Kapıya geldiğimizde Rus polisler bizim I. ailesinden olup olmadığımızı, sabahtan beri Rasambek I için orada beklediklerini söylediler. Ardından kocamı gördüler ve hemen üzerine çullandılar. Bağladılar, ağzını kapattılar, havaalanının dışına çıkartıp bir arabanın içerisine tıktılar” dedi. Olayın ardından ailesi 47 yaşındaki Rasambek’in nerede olduğunu ya da başına ne geldiğini halen öğrenebilmiş değil.
Yeşiller Partisi’nin İnsan Hakları Sorumlusu Alev Korun, “Bu tutuklanma olayı, yetkililerimizi iade işleminden önce tekrar ve tekrar uyardığımız dosyalardan birisinde yaşandı” dedi.
St Marx Göçmen Derneği çalışanlarından birisi ise, “Bu bir insan hakları skandalıdır” şeklinde yorum yaptı.
Gerçekten de Rasambek’in durumu başına gelebileceklerin habercisiydi ama Avusturyalı yetkililer ona inanmadılar. Rasambek, Rus işgali altındaki Çeçen Cumhuriyeti İçkerya’da maruz kaldığı siyasi baskı nedeniyle 2007 yılında Avusturya’ya gelmişti. Çeçen Devlet Başkanı Aslan Maskhadov’un destekçilerine yardım ettiğini, onun doldurduğu video kasetleri sakladığını ve bu yüzden başının dertte olduğunu anlattı. Dahası, Viyana’daki İşkence Mağdurları için Terapi Merkezi, Rasambek’in ciddi bir travma içerisinde olduğunu gösterir tıbbi bir rapor da düzenlemişti ama Avusturyalı yetkililer bu raporu da görmezden geldiler.
Şimdi Avusturyalı makamlar Rasambek hakkında yorum yapmak istemiyorlar ama Avusturya İçişleri Bakanlığı sözcüsü Karlheinz Grundböck, Rasambek’in sığınma talebinin yasal bir şekilde reddedildiğini, Moskova’da yaşanılanların Rusya’nın iç işi olduğunu ve kendi problemleri olmadığını zira iadenin hukuki boyutu olduğunu yinelemekle yetindi.
Öte yandan Moskova Havaalanı Polisi ile iletişime geçmeyi başaran Avusturyalı gazeteciler sözcü Yulia Yermakova’dan Rasambek’in tutuklandığını doğruladı ama Rus yetkiliye göre, Rasambek 2001 yılı Mart ayında Batı Sibirya’da bir araba hırsızlığı olayına karışmıştı ve tutuklanması mahkeme kararına dayanıyordu. Ne var ki, tutuklama kararı 27 Ocak 2012 tarihliydi yani iddia edilen suçun işlenmesinden 11 yıl sonra alınmıştı. Konuyla ilgili olarak Rus İçişleri Bakanlığı yetkilileri ile görüşmeye çalışan Avusturyalı gazeteciler herhangi bir yanıt alamadı.
Ünlü Rus insan hakları savunucusu Svetlana Gannuşkina ise Rusya’da siyasi muhaliflerin sıklıkla uydurma suçlarla cezalandırıldığını belirtti. Gannuşkina, “Bir kişi Rusya’da arananlar listesinde yer alabilir, ama bu o şahsın iddia edilen suçu işlediği manasına gelmez. Pek çok suçlama gerçek dışıdır. Ve eğer özellikle Çeçenler hakkında konuşuyorsak, işlendiği iddia edilen suçların büyük bir bölümü gerçek olmaktan ziyade hayalidir…” diyerek duruma açıklık getirdi.
Kaynak: Kavkaz Jihad
.jpg)
0 yorum:
Yorum Gönder