Anasayfa » , » Kafkasya Emirliği emiriyle röportaj!

Kafkasya Emirliği emiriyle röportaj!

Yazar : Kavkaz Online Tarihi : 15 Haziran 2014 Pazar | 01:34

NOT: Bu röportaj Kavkaz Online blogumuzun katkılarıyla hazırlanmıştır.

Kavkaz Center, Kafkasya Emirliği emiri Şeyh Ali Ebu Muhammed ile bir röportaj gerçekleştirdi. Kafkasya cihadı, savaşçıların akidesi ve Suriye savaşı da dahil birçok konunun konuşulduğu röportaj Rusça olarak yayınlandı.

Kafkasya Emirliği emiri Şeyh Ali Ebu Muhammed ile bir röportaj gerçekleştirildi. Kafkasya cihadının son durumu, savaşçıların akidesi ve Suriye savaşı da dahil birçok konunun konuşulduğu röportaj Rusça olarak yayınlandı.

Çeviri departmanımızdan Ebu Hayrunnisa'nın günlerce üzerinde çalıştığı söyleşinin tam tercümesi hazır:

Kafkasya Emirligi emiri Ali Ebu Muhammed ile "sorulara cevaplar"

Tarih: Recep 1435 Hicri. (2014 Miladi)

Bismillahirrahmanirrahim, Elhamdulillahi rabbil alemin, vassalatu vassalamu ala Muhammedin. Va ala alihi va sahbihi ecmain.

Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve barakatuh. Sevgili kardeşlerim, bugün bir kardeşimiz birçok müslümanı yakından ilgilendiren cihadla ilgili sorularıyla bize misafir oldu. Biz, Allah'ın yardımıyla bu soruları yanıtlamaya gayret edeceğiz.

Başla lütfen ahi. (Çevirmen: arapça bir kelime olan 'ahi' türkçede 'erkek kardeş' demektir.)

Soru: Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuh. Allah'a şükürler olsun ki bugün birçok müslüman kardeşimizi endişelendiren fitneyle alakalı konuları emirimizle doğrudan görüşerek öğrenme imkanımız oldu. Allah, mücahidlerimizi ve emirlerimizi korusun, sizleri mükafatlandırsın.

İlk soruya gelince, şuanda Kafkasya'daki mücahidlerin sayısı ne durumda?

Cevap: Öncelikle biz düzenli bir ordu olmadığımız için, belli bir sayım da söz konusu değil ancak şunu kesinlikle söyleyebilirim ki mücahidlerin sayısı günden güne artmaktadır. Hatta kafirlerin ummadığı bölgelerde bile mücahidler mevcut ve o yerlerde ihtiyaç duyulduğu kadar mücahid var elhamdulillah.

Halihazırda bu gerilla savaşı olan bir cihad, bizler için önemli olan sayı değil, asıl önemli olan sağlam ve canla başla İslam uğruna mücadele eden mücahidlerin hep var olmasıdır.

Soru: Bugünlerde kafirler, mücahidlere savaşı zorlaştırmak için her yolu deniyorlar. Ne derece zorluklarla karşılaşıyor mücahidler?

Cevap: Diyebiliriz ki günden güne giderek zorlaşıyor. Ancak, Allah subhanehu ve teala, Kur'an'da buyuruyor ki; 'Her zorluğun sonunda bir kolaylık vardır.' (İnşirah/5)

Şayet bugün biz zor durumdaysak, kafirler de zor durumdadır. Bu konuyla alakalı olarak Kur'an'da Allah; "Eğer siz acı duyuyorsanız, kafirler de acı duyuyorlar ve siz Allah'tan, kafirlerin bekleyemeyeceği şeyi bekleyin." (Nisa/104)

Yani, biz Allah'tan, iki cihanda memnuniyet ve ödüllendirilme bekliyoruz. Oysa kafirlerin böyle bir beklentisi yok. Çünkü onların amacı sadece Putin'in kanunlarını geçerli kılmak icin savaşmak. Bizim savaşımız ise İslam'ı yeryüzüne hakim kılmaktır.

Zorluklara gelince ahi, biz Peygamber (sav)'in hadisinden biliyoruz ki "Allah kullarını imanlarının seviyesine göre imtihan eder, kimin imanı kuvvetliyse imtihanı daha çetin olur." Bu sebeple zor imtihanlardan geçmiş sahabeler bundan memnuniyet bile duymuşlardır ve her zorluktan sonra mutlaka bir kolaylık gelecektir, biz biliyoruz ki eğer bir yerde Allah (svt) bizim imkanlarımız kısıtlıyorsa hiç beklemedeğimiz yerlerden bize kapılar açıyor, buna Allah'ın izniyle her gün şahid oluyoruz.

Soru: Cemaat gruplarının emirleriyle görüşüyor musunuz?

Cevap: Bütün cemaat emirleriyle değil ancak, belli kişi ve emirlerle görüştüm. Şöyle ki, öncelikle kendi güvenliğimizi sağlamak zorundayız. Şuan neredeyse tüm dünyayı yönlendirdiğini söyleyebileceğimiz peşinde bir sürü araba ve korumalarla gezen Obama bile, Afganistan'a ve Irak'a gelmeden önce bütün güvenlik önlemlerini alıp ancak öyle gelebiliyor.

Mücahidler için gerekli olduğu takdirde, güvenliğimizi sağlayarak diğer emirlerle bir araya gelerek tabi ki cihad stratejimizi belirleriz inşaallahu rahman.

Soru: Son zamanlarda birçok müslüman cihad için Suriye'ye gidiyor. Burada, Kafkasya'da durum; Suriye'ye göre silah teminatı ve diğer bazı şartlar açısından daha sıkıntılı. Hal böyleyken mücahidlerin buradaki cihadı bırakıp oraya gitmeleri Suriye'deki cihada katılmaları haklı bir davranış mı?

Cevap: Şam'da cihad başladığı zaman birçok kardeşimiz bize ne yapmaları gerektiğini sordu. Burada kendi vatanlarında kalarak cihada devam mı etmeli yoksa Şam'a giderek oradaki cihada mı katılmalılar diye bir soru yönelttiler. Başlangıçta onlara kesin bir yanıt veremedik. Çünkü Peygamber (sav) hadisinde bize Şam'ın üstünlüğünden, Şam'ın insanlarından bahsediyor ve "eğer fitne tüm dünyaya yayılsa da iman, Şam'da kalıcıdır" buyuruyor.

Ve kıyametten önce zafer Şam'da kazanılacak, İsa (as) Şam'a inecek ve diğer hadislerde de Peygamber (sav) doğuda ve batıda ve Yemen'de savaş olacağını söylüyor. Sahabelerden birisi nereye gitmesi gerektiğini sorduğundaysa, Peygamber (sav) "Şam'a gitmeniz hayırlıdır" buyurmuştur. Allah (subhanehu ve teala)'da, Kuran'da buyuruyor ki ''O inananlara gelince düşmanlarınızdan sizin yakınınızda olanlarla savaşın ki sizin şiddetinizden emin olsunlar. Allah kendisinden hakkıyla korkanlarla beraberdir.''

Bu ayette anlatılan bizim yakınımızdaki düşmanla savaşmamız yönünde, hadislerde ise eğer her yerde cihad olursa bize uygun olan Şam istikametini seçmektir yönünde işaret ediliyor.

Bu sebeple de bir ikilemdeydik. Haliyle, Ehli sünnet alimlerinin bu konu hakkındaki açıklamalarını bekledik. Ancak şu ana kadar alimlerden bir cevap alabilmiş değiliz. Mücahidlerin de bir kısmı burada kalarak cihada devam etmeyi, diğer bir kısmı da Şam'a gitmeyi tercih etti.

Bizim düşüncemiz şuanda Şam'a gitmeye ihtiyaç olmadığı yönünde. Çünkü orada yeterli sayıda ve savaşa yön verecek mücahid bulunduğunu düşünüyoruz.

Sonuç olarak kafirler de mücahidlerin tek bir noktada toplanmasını ve onları toptan yok etmeyi arzuluyorlar. Hatta belki de dünyanın birçok yerinden mücahidlerin Şam'a gidiyor olmasına bu sebeple göz yumuyorlar. Ancak Allah'ın hikmetine bakın ki mücahidler yerkürenin her bir köşesine yayılmış durumda bu nedenle kafirler mücahidleri öyle kolay kolay bitiremezler.

Şam'daki cihad buradaki cihaddan daha önemsiz değildir ancak burada mücahide ihtiyaç varken oraya gitmektense mücahidlerin burada kalmalarının daha uygun olduğu görüşündeyiz. Daha önceden Şam'a giden mücahidlerin daha sonradan cihada burada devam edecekleri düşüncesindeydik. Şuan Rus istihbaratını haklarında bilgi sahibi olması nedeniyle geri dönüp aramıza katılamazlar.

Şuanda bizim mücahid kardeşlerimize ihtiyacımız var, Allah rızası için cihad isteyenlerin burada cihada katılmalarını arzu ediyoruz. Bugün için en doğru seçim budur. Ancak bir yerde hilafet kurulursa o zaman ve müminlerin emiri olan Halife bizi cihad ve İslamı yaymak için çağıracak olursa, biz herşeyden evvel emirimize biat ederek hilafet bölgesine gideceğiz. Ancak şuan en doğrusu burada kalıp mücahidlere yardım etmemizdir.

Soru: Bir kardeşimizle aramızda şöyle bir konuşma geçti, belki biraz fantastik bir düşünce olacak ama yine de hayati önem taşıdığını düşünüyorum. Kardeşin teklifi, Dağıstan ordusunun küçük parçalara bölünmeden tek bir emir tarafından yönetilmesi, savaşın, eğitimin ve dağıtımın tek bir koldan olması yönünde.

Şuanda böyle bir şey mümkün mü ve bunda bir hayr var mıdır?

Cevap: Gruplar ayrılmayla alakalı olarak, bu güvenlik için yapıldı ve ayrıca mücahidlerin ilerlemesi bu şekilde daha kolay olduğundan, böylelikle faaliyetleri daha iyi sürdürmek ve mücahidlerin her köşede bulunmasını sağlamak içindi.

Sözünü ettiğiniz konuda evet hayr var insaallah. Bizde zaten tek bir lider var ve elhamdulillah mücahidler liderlerine itaat ediyorlar. Eğer düşmana karşı büyük bir operasyon düzenlemeyle ilgili bir gereklilik söz konusu olursa inşaalah buna yetecek imkan ve olanaklarımız mevcut. Kafirlere ezici bir darbe vurmak için, şuanda böyle bir taktik üzerinde çalışmaktayız. Bu bir fantazi değil, bunun üzerinde çalışacağız inşaallah.

Soru: Bugünlerde ihtiyaç halindeki müslümanlara yardım etmek isteyen birçok gönüllü görüyoruz. Bazıları bize Afrika'da ve Suriye'de açlık çeken insanlara yardım etmemiz konusunda baskı yapıyor. Tabiki biz onlara yardım gönderilmesine ihtiyaç yok demiyoruz, oradaki kardeşlerimizi muhtaç halde bırakmak istemiyoruz. Ancak şuan ki durumda öncelikli olarak nereye nasıl yardım etmeliyiz? Savaşan mücahidlere para yardımı yaparak destek olarak mı, yoksa açlık ve hastalık çeken kardeşlere ilaç ve erzak yardımı yaparak mı?

Cevap: Bu konuyla ilgili olarak Şeyhulislam İbni Teymiyye (rahimehullahi aleyhin) sözünü aktarabiliriz. Kendisine bir yanda açlıktan ölen insanlar, diğer yanda cihad edenler olduğunu ve her ikisinin de yardıma ihtiyaç duyduğunu, ne yapmak gerektiğini sorduklarında İbni Teymiyye şöyle dedi; böyle bir durumda elimizdeki imkanları cihad için harcamalıyız, çünkü cihadın sona ermesi ümmetin sonu demektir, İslam aleminin sonu demektir. Diğer grup insanlar zaten öyle yada böyle kendi ecelleriyle ölecekler. Bu sebeple, ilk sırada olan cihadın sürmesi var.

5 kural 'Hifzu zaruriyyetil hams" vardır, bunları sırasına göre uygulamamız gerekmektedir:

Bunlardan birincisi din. Dini koruyabilmek için Allah (svt) bizlere onun uğruna can vermemize müsade ediyor. İkinci sırada ise hayati sürdürme ve koruma geliyor.

İlk sırada gelen din olduğu için; Allah'ın kelamını, kelime-i tevhidi, Allah'ın hükümlerini yeryüzünde hakim kılmak adına tüm bunları cihad yoluyla yayıyoruz.

Ancak elhamdulillah imkanlar olduğu için bize iki seçenekten sadece birini seçme mecburiyeti kalmıyor.

Birçok müslüman kardeşimiz Afrika'daki müslüman kardeşlerimize yardım götürüyor, elhamdulillah ordaki fakir muhtaç müslümanlara yardım etme imkanı doğdu onlar için bu çok hayırlı bir iş, ancak mücahidleri de unutmamaları gerek.

Ama şöyle bir soruda akla geliyor ahi, neden Afrika'daki bu insanlar bu hale düştü, neden buralarda bu denli yoksulluk var, neden insan muamelesi görmüyorlar. İslam hilafeti döneminde bu insanlar güven ve varlık içinde yaşadılar. Şuan neden bu durumda olduklarını Peygamberimiz (sav)  hadisinde açıklıyor; ''Siz ticarette ne zaman faiz kullanmaya başlarsınız ve ineğin kuyruğuna yapışır hayvancılık peşine düşersiniz ve cihadı terkederseniz, Allah (svt) size bir bela indirir ve bu belayı yeniden dine dönünceye kadar kaldırmaz.''

Demek ki onların cihadı terketmesi, sisteme muhalefet etmeyi bırakmaları, kendi kanunlarını terketmelerı onların bu hale düşmesine neden oldu. Allah (svt) Kuran'da buyuruyor; ''İnsanlar kendi hallerini değiştirmedikçe, Allah onların durumunu değiştirmez.'' (Rad Suresi/11)

Orda Afrika'da birçok mücahid var. Nijerya'da ve Somali'de her yerde olduklarını biliyoruz. Neden bu insanlar o mücahidleri desteklemiyor. Zaten bir şekilde öleceksen en güzeli Allah için ölmen. Bu yüzden Afrika'daki kardeşlerimize nasihatimiz silahlarını kuşanmaları, kendi haklarını aramaları ve Allah'ın hükümlerini hakim kılmak için savaşmalarıdır.

Hayr ve sadaka işleriyle ilgilenen kardeşlerimiz burada kardeşlerden altın ve para gibi yardımlar toplayarak Afrika'ya gönderiyorlar. Subhanallah, kardeşlerim buradaki mücahid eşleri ve çocukları, şehid eşleri ve çocukları daha çok ihtiyaç içindeler, hiç olmazsa buradakileri unutmayın. Subhanallah! Milyon kadar para yardımları buradan oraya gönderirken, burada gözünüzün önündeki müslümanları da unutmayın Allah rızası için.

Eğer burada zafer kazanırsak sadece komşu illere ve ülkelere değil, yardımlarımız Afrika'ya kadar ulaşacaktır inşaallah, daha akıllıca düşünerek yardımın nereye gideceğine daha iyi karar vermeli kardeşlerimiz! İnanıyoruz ki kardeşlerimiz bu nasihatimizi doğru anlarlar, ihtiyaç sahibi kişilere yardım edilirken önce en yakınlarından başlanmalı daha sonra diğerlerine ulaştırmalıdırlar.

Soru: Bu sorum birçok kardeşimizi, özellikle de erkek kardeşlerimiz oldukça endişelendiriyor. Çünkü konu bayan kardeşlerimizle alakalı. Kafirler bayan kardeşlerimize zulmediyor. Önceden şehid (inşaAllah) olan kardeşlerimiz bu konuda oldukça serttiler ve bacılarımıza yapılan en küçük bir zulümde anında nokta operasyonları düzenliyorlardı. Bugün ise kafirler bacılarımıza diledikleri gibi zulmediyorlar, onları tutukluyor, el kaldırıyor, evlerini yakıp yıkıyorlar ve bacılarımız Allah'tan yardım dilemek dışında kimseye gidip meramlarını anlatamıyorlar. Kafirlere bir cevap verilecek mi? Bacılarımızı kafirlerin kirli ellerinden korumak için nasıl bir yol izleyeceğiz, bir operasyon hazırlığı yapılacak mı?

Cevap: Vallahi ahi, darbe olacak ve bu çok sert bir yanıt olacak Alah'ın izniyle.

Eğer tarihte cahiliyye dönemine bakacak olursak Ebu Cehil, Ebu Leheb ve diğer öncü kafirler bile kendilerine müslüman kadın ve çocuklarına  bu şekilde davranmayı yakıştırmıyorlardı. Hiç olmazsa bir görgü anlayışları ve ahlak kuralları vardı. Günümüzdeki tağutlarda ise hiçbir ahlak kuralı mevcut değil.

Bacılarımızın başına gelenler bizim için çok acı. Bundan önce kafirler, Kafkasya'da Şamil Basayev zamanında süren cihadlarda da aynısını yapmışlardı, evleri yakmış yıkmışlardı.

Günümüzdeki düşman daha kalleş ve biz en zor cihadın içindeyiz. Ancak unutmayın kafirler! Bacılarımızın bu durumda olmasına sebep olan sistemin kölesi münafıklar ve mürtedler hepinizi tanıyoruz! Biz bu işin peşinden gideceğiz ve görecekler ki biz bacılarımızı, kardeşlerimizi unutmadık cevabımız çok sert olacak!

Ancak müslümanın İslam'da belli sınırları vardır. Allah Kuran'da buyuruyor ki; ''Sizinle savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın ve sınırı aşmayın.''

Bundan dolayı biz kafirlerden farklı olarak kadınları ve çocukları savunmasız insanları öldürmeyiz. Mücahidlerimizi de her zaman bu konuda çok dikkatli olmaya cağırıyoruz. Operasyon bölgesinde kadın ve çocukların zarar görme ihtimali varsa bu operasyonu yapmıyoruz. Neden?.. Çünkü zaten kafirler iftira atmak için, karalamak için firsat kolluyor. Hatta sırf mücahidlere iftira atmak için, kendi insanlarına zarar verip müslümanlar yaptı diyorlar.

Kafirlere cevabımız çok sert olacak. Eğer igrenç kötülüklerini bırakmazlarsa biz de ona göre davranacağız Allah'ın izniyle. Ey bacılarımız sabredin!..

Soru: Devlet dairelerinde çalışanlarla ilgili olarak; emirin izniyle mücahidler bu devlet dairelerinde ajan olarak, müslümanlara yardım amaçlı çalışabilirler mi? Bu caiz midir, değil midir? Ne nasihat verirsiniz buralarda çalışanlar hakkında?

Cevap: Allah (svt) buyuruyor ki; ''Ehli kitaptan bir güruh şöyle dedi: 'Varın o müminlere indirilenlere günün başlangıcında iman edin, günün sonunda da inkar edin' belki onlar da dönerler.''

Yani bu metod kafirlerin, özellikle de Yahudilerin metodudur. Onlar sizdenmiş gibi görünüp aranıza katılır, hatta kızlarını sizlerle evlendirerek kendi yönlerine çekmeye çalışırlar. Sözünü ettğiniz konu İslam kurallarına uyan bir uygulama değildir ve bundan hiçbir fayda yoktur.

Bildiğimiz gibi önceden, bilinçsiz hakikati tam kavrayamamış mücahidler, müslümanlara bu alanlarda çalışmaları için yardımcı olmuslardır. Amaçları da bu insanlar düşmanın bilgilerini toplayıp mücahidlere bildirsinler diyeydi. Bu taktiğin müslümanlara yararı olmadığı gibi, sadece zararı oldu. Bu insanlar küfür sistemine hizmet ettiği sürece akidesinin temiz kalması mümkün değil, çünkü gün boyu kafirlerle oturup kafirlerle muhatab oluyorlar. Bu şuna benziyor; suya gireceksin ama kuru kalacaksın. Bu sebeple biz, dikkatli ve bu tür insanlardan uzakta durmalıyız.

Bizim bu insanlarla ortak hiçbir şeyimiz olamaz. Vela ve Bera'yı (Düşmanlık ve dostluk akidesi) tümüyle uygulamalıyız, bu nedenle bizim devlet otoritesinde çalışanlarla hiçbir ilişkimiz olamaz. Basit bir calışan, doktor ya da öğretmen olsun hiç bir alakamız olmaz. Neden? Çünkü onlar bu sisteme hizmet ederken, biz bu küfür sistemini yok etmeye çalışıyoruz. Biz hepimiz sisteme karşı mücadele etmeliyiz. Devlet otoritelerinde önemli yerlere gelmek, bu sistemde doktor olarak çalışmak bize bir yarar sağlamaz, sadece zararı olur. İslam da buna izin vermiyor, zaten sağlam bir imana ve ilme sahip bir müslüman bu alanlarda zaten çalışmayacaktır.

Ayrıca bu devlet dairelerinde çalışan kişiler önceden müslümandıysalar, ne zaman ki bu sisteme çalışmaya başladılar ozaman İslam'dan çıkmış olurlar ve İslam artık onların canı ve malını korumaz, artık onların malı ve canı helaldir.

Soru: Alkollü içecek satışı yapan dükkanların bombalanması ve bu işi yapan kişilerin öldürülmesiyle alakalı olarak, yapılması gereken hangisi? Bu haramları engellemek için en doğru olan bu dükkanları yok etmek mi yoksa bu içkilerin imalatının yapılmasını önlemek mi?

Cevap: Allah (svt) Kuran'da buyuruyor ki: ''Allah'a ve Peygamberine savaş açanların ve yeryüzünde kargaşa çıkaranların cezaları ya öldürülmeleri, ya da asılmaları, yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi ya da yaşadıkları yerlerden sürülmeleridir. Onların dünyadaki perişanlıklarıdır. Ahirette ise onlar için büyük bir azap vardır.''

Alkolü, ahlaksızlığı ve fuhşu yayan insanlar aslında dinsizliği yayıyorlar. İşte bu insanlarla biz savaşmalıyız. Sorsanız o insanlar size müslüman olduklarını söylerler, ama aynı zamanda alkolü satar, fuhşu yayarlar ve bunda sakınca görmezler.

Allah (svt) Kuran'da buyuruyor ki; ''Sana içkiden ve kumardan sorarlar. De ki; o ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için yarar var. Ancak günahları yararlarından büyüktür.'

Eğer bu insanlar bu ayet üzerine düşünmüş olsalardı görürlerdi ki, eğer haram kazançlarından bugün bi kar elde ettiyseler, yarın misliyle onu kaybederler ve onları bu konuda ne kadar uyardık bu konuda. Biz kan dökmek istemiyoruz ama bu kötülüğü başka şekilde durduramazsak bize başka seçenek kalmıyor. İbni Teymiyye'nin dediği gibi ''Eğer kişinin verdiği zarar hiçbir şekilde önlenemiyorsa, bu kişinin öldürülmesi gerekir.''

Alkol satılan dükkan ve mekanlara gelince; inşaallah bu mekanları yakacağız ve yeryüzümüzü bu tür yerlerden temizleyeceğiz. Alkol tüm kötülüklerin anasıdır. Tüm çirkinlikler alkol ile başlıyor; fuhuş ve inançsızlık... Biz çok uyardık bu insanları, ancak onlar düşünmek anlamak istemiyorlar. Bu nedenle istemesekte gerekeni yapacağız. Allah (svt) hepimizi bağışlasın.

Çevirmen: Şeyh Ali burada söyleşiyi yarıda bırakmak istiyor:

- Cezakallahu hayr (Çevirmen: Allah sana hayırla karşılık versin) ahi, burada bitirelim diye düşünüyorum.

- Ve iyyakum (Çevirmen: Ve sanada), inşaalah gelecek derslerde soruları yanıtlamaya devam ederiz.

Röportajın görüntüleri:




Takva Haber

0 yorum:

Yorum Gönder

Destekleyen : Kavkazcenter | Kavkazonline | KavkazJihad
Copyright © 2013. Kavkaz Online - Tüm Haklari Saklidir.