Anasayfa » » Zelimhan Yandarbiyev Unutulmayacak!

Zelimhan Yandarbiyev Unutulmayacak!

Yazar : Kavkaz Online Tarihi : 13 Şubat 2013 Çarşamba | 14:58

Yandarbiyev, Çeçenistanın Cevher Dudayev den sonra gelen ikinci devlet başkanıdır.

YANDARBİYEV KİMDİR?

Yandarbiyev, Çeçenistanın Cevher Dudayev den sonra gelen ikinci devlet başkanıdır.

Selimhan Yandarbiyev, aile fertlerinin sürgüne gönderilmiş olması sebebiyle 1952'de Kazakistan'da sürgünde dünyaya geldi. Ailesi daha sonra 1958'de vatanına geri dönme fırsatı buldu. Yandarbiyev de Grozni'deki Çeçen - İnguş Devlet Üniversitesi'nin Rus ve Çeçen Edebiyatı bölümünü bitirdi. Sonra Moskova'daki Gorki Enstitüsü'nün Edebiyat bölümünden mezun oldu. 1977'de siyasi faaliyetlere başladı.

1989'da da Çeçenistan'ın bağımsızlığını savunan Vaynah Demokratik Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı. Cevher Dudayev'in bu partinin başkanlığına geçirilmesinde onun rolü oldu. Aynı dönemde kurulan Kafkas Halkları Konfederasyonu'nun da kurucuları arasında yer aldı.

1991'de Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını ilan etmesinin ardından gerçekleştirilen ilk seçimlerde bu ülkenin parlamentosuna girdi. 1993'te de ülkenin cumhurbaşkanı yardımcılığı görevine getirildi. 22 Nisan 1996'da Çeçen - İçkerya Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı Cevher Dudayev'in şehit edilmesinin ardından bu devletin cumhurbaşkanlığına seçildi. Şubat 1997'de Aslan Maşadov'un ülkeye cumhurbaşkanı seçilmesine kadar da bu görevi sürdürdü.

Rusya'nın 1999'da Çeçenistan'ı ikinci kez işgal etmesinden sonra başlatılan cihadda önemli rol oynadığı gibi bu cihada dışarıdan destek bulabilmek için de diplomatik faaliyetler yürüttü. Bir dönem Afganistan'da Çeçenistan büyükelçisi olarak görev yaptı. İslami Uyanış ve Kalkınma Teşkilatı'nın da başkanlığını yapan Yandarbiyev, Çeçen direnişi hakkında İslam ülkelerini ve Müslüman halkları bilgilendirmek amacıyla muhtelif etkinliklerde bulundu, konferanslar verdi. Yürüttüğü diplomatik faaliyetler ve etkinliklerde 1999-2003 arasında Çeçenistan cumhurbaşkanı Aslan Maşadov'un resmi temsilcisi sıfatıyla hareket ediyordu.
Yandarbiyev, edebiyat alanında yüksek tahsil yaptığından bu alanda başarılı çalışmalar ortaya koymuş biriydi. Bu çerçevede muhtelif eserleri ve şiirleri yayınlandı

Yandarbiyev, Moskova yönetimiyle masa başında pazarlık yapılmasına karşı çıkıyor ve Çeçenistan'ın bağımsızlığı için silahlı direnişin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiği görüşünü savunuyordu. O, Çeçenistan'da sürdürülen cihadın başarısının aynı zamanda Moskova yönetiminin tahakkümü ve sultası altında yaşamaya mahkum edilen diğer Kafkas halkları açısından da örnek teşkil edeceğini ve onların da bağımsızlık davalarını açığa vurmalarına vesile olacağını dile getiriyordu.

Selimhan Yandarbiyev, 2002'den yılından beri Katar'ın başkenti Daho'da sürgün hayatı yaşıyordu.

YANDARBİYEV'İN ŞEHADETİ


Çeçenistan'ın bağımsızlık davasında ve Rus işgaline karşı sürdürdüğü cihadında önemli yeri olan Yandarbiyev 13 Şubat 2004'te, Katar'ın başkenti Daho'da arabasına konan bir bombanın hedefi oldu. Bu bombanın patlatılması olayında ağır bir şekilde yaralanan Yandarbiyev, Hamd hastanesine kaldırıldı. Ancak hastaneye kaldırılmasından kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. Olayda iki yardımcısı da şehit oldu. Beraberinde bulunan 13 yaşındaki oğlu Davud ise ağır yaralandı.

Katar, bu tür cinayetlere pek sahne olmayan bir ülke olarak bilinir. Bu yüzden Yandarbiyev'e yönelik suikast ülkede ciddi bir sarsıntıya yol açtı. Ülke medyası olaya ağırlıklı yer vererek bu cinayetin arkasında duranların, ülkelerinin güven ve istikrarını bozmayı hedeflediklerini ancak bunda başarılı olamayacaklarını dile getirdi.

Uluslararası Kuruluşların İkiyüzlü TutumuÇeçenistan'da gayri meşru işgali sürdürmeye çalışan Moskova yönetimi Yandarbiyev'in Interpol tarafından arananlar listesine alınmasını sağlamıştı. Bu yüzden üç yıldan beridir Interpol listesinde bulunuyordu. Bu durum ise uluslararası emperyalizmin kendi iç dayanışmasını ve güvenlik konusundaki tutumunda hakkaniyete değil emperyalist çıkarlara hizmet etmesini gözler önüne sermektedir. Çünkü Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanlığını yapmış, uzun süre de bu cumhuriyetin üçüncü cumhurbaşkanı Aslan Maşadov'un temsilciliğini sürdürmüş Yandarbiyev'in devletler arası ilişkilerde bir saygınlığının olması gerekir. Onun arananlar listesine alınmasını gerektirecek herhangi bir suçu da olmadı. Yaptığı sadece Çeçenistan'daki gayri meşru işgale karşı verilen meşru mücadeleye destek aramaktı. Bunun için diplomatik faaliyetler yürütüyordu. 


Rusya'nın Çeçenistan işgalinin meşru olmadığını en basitinden daha önce Moskova ile Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti arasında imzalanan anlaşmaya riayet edilmemesinden anlamak mümkündür. Bizzat kendisinin imzaladığı anlaşmaya riayet etmeyerek insanlık dışı işgali gerçekleştiren Moskova yönetimine karşı en başta kendilerini "dünya barışı"nı korumaktan sorumlu gören uluslararası kurumların tavır koymaları gerekir. Bu olayda eğer birilerinin "arananlar" listesine alınması gerekiyorsa öncelikle Çeçenistan topraklarını işgal ederek, bu ülkenin halkının büyük bir çoğunluğunu yurdunu terk etmeye zorlayan, büyük bir katliam ve tehcir işlemi gerçekleştiren Moskova yönetimindeki yetkililerin alınması gerekir. Ama bu konuda adalet ve hakkaniyetin değil gücün geçerli olduğunu, güç sahiplerinin sözlerini yürüttüklerini görüyoruz.

Moskova yönetimi aynı zamanda Yandarbiyev'in Taliban'la ve el-Kaide örgütüyle ilişkili kişiler listesine alınması için uğraştı. Ne yazık ki BM, Rusya'nın bu konudaki iddialarını da ciddiye alarak Yandarbiyev'i el-Kaide'yle bağlantılı olmasından şüphe edilen kişiler listesine aldı.

Moskova yönetimi ayrıca Yandarbiyev'in 1999'da Çeçen mücahitlerin Dağıstan'a girmelerinden ve Moskova'da bir tiyatroda 130 kişinin rehin alınması olayından sorumlu kişiler arasında yer aldığını ileri sürüyordu.

Moskova yönetimi zikrettiğimiz iddialarından yola çıkarak Katar yönetiminden, onun kendisine teslim edilmesini istedi. Ancak bu isteği Katar yönetimi tarafından kabul edilmedi.

Uluslararası Terörün "Devlet" Boyutu Yandarbiyev'in şehit edilmesinden sonra doğal olarak bütün şüpheler Moskova yönetimi üzerinde yoğunlaştı. Çünkü böyle bir cinayetten Moskova yönetimi dışında hiç kimsenin istifade etmesi söz konusu değildi. Ayrıca Moskova'nın uzun süreden beridir onun peşinde olduğu bilinmektedir. Üstelik bu cinayetin, Rusya FSB başkanı Ceslav Uşakov'un 9 Şubat 2004'te yaptığı bir tehdit açıklamasının hemen ardından gerçekleştirilmesi Moskova üzerindeki şüphelerin iyice artmasına sebep oldu. Çünkü Ruslan Uşakov söz konusu açıklamasında Ahmet Zakayev, Movlodi Udugov ve Selimhan Yandarbiyev'i dünyanın her tarafında takip edeceklerini söylemişti.

Yandarbiyev cinayetinin ardından Rusya'nın dış istihbarat servisi sözcüsü Boris Laposof açıklama yaparak kendilerinin bu olayla bir ilişkilerinin olmadığını iddia etti. Ancak bu açıklama inandırıcı olmaktan uzaktı. Çünkü yukarıda zikrettiğimiz sebepler bu cinayetin arkasında Moskova yönetimi dışında birilerinin olmasının son derece zayıf bir ihtimal olduğunu hatta tamamen ihtimal dışı olduğunu göstermektedir.

Bu olay uluslararası terörün devlet boyutunu bir kez daha gündeme getirmiştir. Ne kadar ilginçtir ki uluslararası emperyalizm son dönemde saldırganlığına, gayri meşru uygulamalarına, hukuksuzluğu yaygınlaştırma çabalarına sürekli "terör"ü gerekçe olarak kullanırken bu vakıanın devlet boyutu hep göz ardı edilmektedir. Oysa uluslararası terörün devlet boyutu çok daha büyük bir tehlike arz etmektedir. Çünkü devlet sıfatıyla terör icra edenler daha geniş imkanlara sahiptirler. Terörü meşru bir yol olarak görenlerden kaynaklanan tehlike ve tehdit ise onların sahip oldukları imkanlarla eş orantılıdır. Ne var ki çağdaş emperyalizmin değişik kanatlarının tümü terörün devlet boyutunda yer aldıklarından birbirlerinin ayaklarına basmamaya özen göstermektedirler.

Rusya'nın devlet terörü bundan önce de değişik cinayetlerle kendisini gösterdi. En başta Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı Cevher Dudayev bu terörün kurbanları arasında yer almıştır. Ama dediğimiz sebepten dolayı kimse Moskova yönetiminin terörünü tartışma konusu yapmaya bile teşebbüs etmedi.

Tüm olup bitenlere inat çeçen özgürlük mücadelesi devam edecektir. Çeçen halkı bu yolda halkını ve liderlerini şehid vermekle eğilmeyecek yükselecektir.her geçen gün Yeni nesil mücahidler yetişiyor. Halk her gün bağımsızlık için tekrar tekrar and içiyor. Bir mücahid ölüyor yerine binler doğuyor. Ve bizler de yeminler içerek haykırıyoruz.

AĞLAMAYACAĞIZ, UNUTMAYACAĞIZ, ZAFERE KADAR DİRENECEĞİZ..!


Kaynak: Alkavkaz

0 yorum:

Yorum Gönder

Destekleyen : Kavkazcenter | Kavkazonline | KavkazJihad
Copyright © 2013. Kavkaz Online - Tüm Haklari Saklidir.